5 Kasım 2012 Pazartesi

ABD Seçimlerinin Türkiye Ekonomisine Etkileri


   Yarın ABD , 4 yıl süreyle başkanını belirlemek için sandık başına gidecek. Demokrat Parti’nin adayı Obama ve Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Romney son günde bile kıyasıya bir mücadele içinde. Yapılan son anketlerde oylar neredeyse başa baş görünse de Amerikan seçim sisteminin farklılığı yüzünden  Obama  biraz daha önde görünüyor. Çünkü Amerikan halkı aslında başkanları değil onları seçecek olan kurulları oyluyor. Bir eyalette en yüksek oyu alan aday o seçici kurulun bütün delegelerinin oyunu kazanmış oluyor. Bu açıdan bakıldığında seçilmek için gerekli olan 270 oyu almaya daha yakın taraf Obama olarak gözüküyor. ABD seçimlerinin hem dünyaya hem de Türkiye’ye etkileri yadsınamaz büyüklükte. Bugün bu etkilerin ekonomik boyutunu gözden geçirmeye çalışacağız.

    Seçim kampanyaları boyunca adaylar ağırlıklı olarak vergi politikaları ve bütçe harcamaları gibi konular üzerinde yoğunlaştılar. Cumhuriyetçi Romney zengin kesimin üzerindeki vergi yükünü azaltmak, savunma sanayiine daha fazla harcama yapmak ve mali uçurumdan kaçınabilmek için Bush döneminde yapılan vergi kesintilerinin devam etmesi yönünde fikir belirtmiş olsa da Demokrat Obama bu konularda tam tersi yönde düşünüyor. Obama tekrardan başkan seçilmesi halinde zenginler üzerindeki vergi muafiyetlerinin kaldırılması, savunma harcamalarının özellikle Afganistan’daki ABD askerlerinin geri çekilerek kısılmasına ve vergi indirimlerinin devam etmeyeceğini söylüyor. Burada dünya ve Türkiye ekonomisini en çok ilgilendiren konu “mali uçurum” gibi gözüküyor. Uzmanlar vergi indirimlerinin süresinin uzatılmaması halinde şirketlerin karlılığının düşeceğini ve ABD ekonomisinin resesyona gireceğini öne sürüyor. Resesyona girmiş bir ABD ekonomisinin dünyaya etkileri oldukça olumsuz olabilir. Fakat bu vergi indirimlerinin Amerikan maliyesine getirdiği yükün olumsuz sonuçları Amerika’nın gitgide artan borçları oldu. ABD yakın zamanda tekrardan borç tavanının yükseltilmesi konusunu görüşmek zorunda kalabilir. Seçim sonuçlarına bağlı olarak başkanın Demokrat fakat meclis kanadının ağırlığının Cumhuriyetçi olması tıkanmaları beraberinde getireceğinden; ABD ekonomisi borçlarını ödeyememe riskiyle karşı karşıya, tüm dünya gibi biz de bu sonuçları yakından takip edeceğiz.

   FED’in parasal genişlemeye gitmesi piyasada bir likidite bolluğu yarattı. Bu para yatırım yapılabilecek piyasalar aramakta, Fitch’in de Türkiye’nin notunu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmesi Türkiye’ye girecek döviz bolluğunu arttıracaktır. Döviz bolluğunun kurlar üzerindeki etkisi olumlu olarak izlenebilir. Ayrıca borsa, bono ve tahvil piyasasında da olumlu bir süreç gözlenebilir. Obama’nın tekrardan seçilmesi şimdilik Türkiye ekonomisi için daha faydalı gibi görünüyor. Deyim yerindeyse “şahin” olarak adlandırılan Romney’in daha saldırgan bir Ortadoğu politikasıyla bölgedeki siyasi belirsizliği arttırabileceği, içlerinde Türkiye’nin de bulunduğu bölge ülkelerini savaşa sürükleyebileceği  öngörülmekte. Bu durumun hem maliyeye hem dış ticarete hem de dünya ekonomisine sonuçarı oldukça olumsuz olacaktır. Avrupa’daki kriz sebebiyle Türkiye’nin AB’ye ihracatının payı %46’dan %33’e gerilemişken bir de Ortadoğu’da yaşanacak problem ekonomimizi sarsacaktır.