Yarın ABD , 4 yıl süreyle başkanını
belirlemek için sandık başına gidecek. Demokrat Parti’nin adayı Obama ve
Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Romney son günde bile kıyasıya bir mücadele
içinde. Yapılan son anketlerde oylar neredeyse başa baş görünse de Amerikan
seçim sisteminin farklılığı yüzünden
Obama biraz daha önde görünüyor.
Çünkü Amerikan halkı aslında başkanları değil onları seçecek olan kurulları
oyluyor. Bir eyalette en yüksek oyu alan aday o seçici kurulun bütün
delegelerinin oyunu kazanmış oluyor. Bu açıdan bakıldığında seçilmek için
gerekli olan 270 oyu almaya daha yakın taraf Obama olarak gözüküyor. ABD
seçimlerinin hem dünyaya hem de Türkiye’ye etkileri yadsınamaz büyüklükte.
Bugün bu etkilerin ekonomik boyutunu gözden geçirmeye çalışacağız.
FED’in parasal genişlemeye gitmesi piyasada
bir likidite bolluğu yarattı. Bu para yatırım yapılabilecek piyasalar aramakta,
Fitch’in de Türkiye’nin notunu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmesi Türkiye’ye
girecek döviz bolluğunu arttıracaktır. Döviz bolluğunun kurlar üzerindeki
etkisi olumlu olarak izlenebilir. Ayrıca borsa, bono ve tahvil piyasasında da
olumlu bir süreç gözlenebilir. Obama’nın tekrardan seçilmesi şimdilik Türkiye
ekonomisi için daha faydalı gibi görünüyor. Deyim yerindeyse “şahin” olarak
adlandırılan Romney’in daha saldırgan bir Ortadoğu politikasıyla bölgedeki
siyasi belirsizliği arttırabileceği, içlerinde Türkiye’nin de bulunduğu bölge
ülkelerini savaşa sürükleyebileceği
öngörülmekte. Bu durumun hem maliyeye hem dış ticarete hem de dünya
ekonomisine sonuçarı oldukça olumsuz olacaktır. Avrupa’daki kriz sebebiyle
Türkiye’nin AB’ye ihracatının payı %46’dan %33’e gerilemişken bir de
Ortadoğu’da yaşanacak problem ekonomimizi sarsacaktır.